Kedilerde AIDS Hastalığı – FIV

0

FIV  ( Feline Immunodeficiency Virus )

Kedi AIDS virüsü  ( FIV ) ilk defa 1986 yılında Kaliforniya’daki  kedilerin de insan AIDS hastalığındaki benzer semptomları göstermesi üzerine keşfedilmiştir. Bu tarihten itibaren birçok ülkedeki kedilerde hastalığın varlığı anlaşılmıştır.

Bilim adamları FIV virüsünün yarattığı bu hastalığın evcil kedilerde varlığının 1000 yıl öncesine dayandığına karar vermişlerdir. Bu virüsün evrim süresince büyük kedilerden evlerimizdeki kedilere kadar taşındığı hükmüne varılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda en az 25 kedi türünün FIV virüsünü taşıyabildiği görülmüştür.

Kanada ve Amerika’da yapılan araştırmalarda FIV virüsünün evcil kedi türleri arasındaki yaygınlığını ortaya çıkarılmıştır. Enfeksiyon belirtisi vermeyen sağlıklı kedilerde %1 oranında hastalığa rastlanırken hastalık belirtisini veren kedilerde yapılan testlerde % 14 oranında FIV virüsü tespit edilmiştir. Bazı hastalarda FIV virüsü FELV ( Kedi lösemi ) virüsüyle birlikte görülebilmektedir.

FIV Lentivirüs familyasına bağlı bir virüstür. İnsanlardaki HIV virüsü ile aynı familyanın farklı türlerindendirler. Bu familyaya ait virüsler yaşam boyu enfeksiyon oluşturmaları ve yavaş ilerleyen, türlere özgü enfeksiyonlar olmalarıyla tanınırlar.

2003 yılında FIV aşısının bulunması ve sonrasında ülkemize FIV aşısı giriş yaptığında gündeme gelen hastalık her zamanki gibi yanlış lanse edildiği için insanlar arasında, özellikle kedi sahipleri arasında huzursuzluk yaratmıştır.. Aslında çok basit bir gerçek ön planda sunulmadan insanların ilgisini çekmek için Kedilerde AIDS başlığı ön plana çıkarılmış, kedilerdeki AIDS’in insanlara geçebileceği havası yaratılarak bilinçsizce hastalık basınımızda ve internette yer almıştır. Bilmenizi istediğimiz basit ve bilimsel gerçek ,

FIV kedilerden insanlara geçmez ve aynı şekilde HIV de insanlardan kedilere geçmez 

FIV ve diğer Lentivirüslerin en önemli özellikleri genetik değişkenlik gösterebilmeleridir. FIV A dan E ye kadar 5 farklı alt tipiyle sınıflandırılmıştır. Bu genetik çeşitlilik , özellikleri farklı alt tipler ve aynı alt tipler arasında da oluşabildiği için bilim adamlarını FIV ve HIV ‘e karşı aşı geliştirmede, test metotları geliştirmede zorlanmaktadır. FIV in genetik donanımını sürekli değiştirmesi  çok hareketli bir hedefi vurmaya çalışmak gibidir. Bu genetik değişkenlik  ve hareketlilik de HIV e karşı henüz aşı geliştirilememesinin ana sebebidir.

Taşıma ve Bulaştırma Ne Şekilde Olur ?

 Hasta kedilerin kanında ve vücut sıvılarında FIV bulunmaktadır.

Bulaşmadaki en yaygın yol kediler arasındaki kavgalar sırasında ısırmalarla olmaktadır. Erkek kediler daha fazla kavga ettikleri için enfeksiyonu alma riskleri çok daha fazla olmaktadır. Aynı zamanda hamile kediler doğmamış yavrularına plesanta  yoluyla da enfeksiyonu iletebilmektedirler. Enfeksiyonu taşıyan kedilerdeki yaş ortalaması 3 ila 5 yaşlarıdır.

Dışarıda serbest dolaşan kedilerin enfeksiyonu alma riskleri evdeki kedilere göre oldukça yüksektir. Bu yüzden dışarıyla bağlantısı olan dostlarımız yüksek risk grubunu teşkil ederler ve  bu enfeksiyona karşı aşıyla korunmaları çok önemlidir.

Klinik Belirtiler Nelerdir ?

 FIV enfeksiyonunu almış olan kediler yıllarca hiçbir klinik belirti göstermeyebilirler. Buna rağmen enfeksiyonu aldıktan  4-6 hafta sonra beyaz kan hücrelerinin ( savunma hücreleri ) miktarında düşme ve bazı kedilerin lenf düğümlerinde şişmeler görülebilmektedir. Bazı kediler erken safhada ateş, anemi ve ishal gibi semptomları gösterebilirler.

Virüs kedilerin bağışıklık sistemini yavaş ilerleyen şekilde deprese ettiği için dostlarımızı her türlü enfeksiyona karşı açık hale getirmektedir. Bu durum zamanla kronik sağlık problemlerini ve sekonder enfeksiyonları beraberinde getirir.

Kliniğimize gelen FIV enfeksiyonlu kedilerin birçoğunun ağız enfeksiyonlarının kronik olduğunu görmekteyiz. Diğer kronik ve inatçı problemler ; ishal, akciğer hastalıkları, göz hastalıkları, deri hastalıkları ve sinirsel hastalıklardır.

Aynı zamanda vücudun savunma sistemini devre dışı bırakan bu hastalık dostlarımızı lenf kanserine karşı büyük risk altına almaktadır.

Hastalığın Teşhisi Nasıl Yapılır ?

Kliniklerimize şüpheli vaka geldiğinde speed test adını verdiğimiz kitleri kullanarak hızlı sonuçlar alabilmekteyiz. Dostlarımızdan az miktarda kan alarak virüse karşı antibody oluşumunu kontrol eden bu test kitleri pratik teşhiste önemli yer edinmiştir. ELISA ( Enzyme-Linked Immunosorbent Assay ) testleri daha güvenilir sonuçlar vermektedir.

Son yıllarda ülkemizde de test kitlerinin yaygın olarak kullanılmasıyla sokak kedilerinde ve dışarıyla bağlantılı ev kedilerinde enfeksiyonun ciddi boyutlarda olduğu görülmüştür.

Veteriner Hekimler olarak prosedür gereği sokaktan alınan veya sokakla bağlantısı olan ev kedilerinde öncelikli olarak FIV testinin yapılmasını avantaj olarak görmekteyiz.

6 aylıktan ufak kedi yavrularında test sonucunun FIV pozitif çıkması birkaç ihtimali düşündürmektedir. Öncelikli olarak annenin enfeksiyonu almış ve yavrusuna plesanta yoluyla geçirmiş olabileceği veya vücudunda oluşmuş antibody lerin yavruya geçmiş olabileceği düşünülebilir. Bu durumda 6 aylıktan sonra tekrar yapılan test sonucuna göre değerlendirme yaparız. Eğer tekrar yapılan test sonucu FIV pozitif çıkarsa yavrunun da enfeksiyonla muhatap olduğunu kabul ederiz. Tekrarlanan test sonucu FIV negatif çıkarsa yavrunun enfeksiyon açısından temiz olduğu kesindir. Bu testler yapılırken annenin geçmişinde FIV aşısı olup olmadığına bakmak çok önemlidir. FIV aşısı yapılmış annenin yavrularında da ilk 6 ay antibody bulunması muhtemeldir.

Aşı ve Aşılama Hakkında

 2003 yılında Kanada’da ilk FIV aşısı Wyeth Hayvan Sağlığı Firması tarafından başarıyla kullanılmaya başlandı. ( Fel-O-Vax FIV ) Aşı içeriği Kanada’da sık görülen FIV alt gruplarını kapsar şekilde hazırlandı ve dünyaya sunuldu.

Aşılama prosedürü diğer kedi aşılarına göre farklılık göstermekte ve belli periyotlarla yapılan 3 aşıyla yeterli miktarda koruyucu antikor titresi oluşturulmaktadır. Koruyucu antikor titresini belirli seviyelerde tutmak için senelik tekrarlarla aşılamaya devam edilmektedir.

Veteriner Hekimler olarak yüksek risk gruplarını belirleyerek ve hasta sahiplerini bu ciddi hastalık hakkında bilgilendirerek, sonuçta dostlarımızı bu hastalığa karşı aşılayarak koruyucu hekimlik görevimizi en iyi şekilde yapmaktayız.

ÖNEMLİ NOT  : Kedilerde FIV aşısı ülkemize uzun bir süredir gelmiyor ve Veteriner Hekimlerimiz tarafından uygulanamıyor.

FIV pozitif  Yaşam Nasıl Olur ?

 Dostumuzun test sonuçları FIV pozitif çıktı ve biz Veteriner Hekimler bu gerçekle sizleri yüzleştirdiğimizde hastalıkla ilgili bilgileri size sunma görevini de üstleniriz. FIV teşhisi erken koyulan vakalarda iyi bir bakım ve dikkatli profesyonel takiple aylarca, senelerce dostlarımızın yaşam kalitelerini yüksek tutmak mümkün olabilmektedir

Öncelikle olarak hastalık kapmaması ve hastalığını bulaştırmaması için diğer kedilerle kontak kurmasını önlemeliyiz. Yaralanmaması, stresten uzak rahat koşullar sağlanması, periyodik kontrollere götürülmesi ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi hayati derecede önemlidir.

Birçok FIV’li dostumuzun kaliteli ve mümkün olduğunca uzun yaşamasının sırrını, sahiplerinin  hastalık hakkında bilgilendirilerek hasta yönetimi başarısının sağlanması olarak açıklayabilirim.

Bilgi Sağlığın Temelidir.

 

Yazar Hakkında

Kurtcebe KARA

Lucky Pet Veteriner Polikliniği"nde Veteriner Hekimi. PROFESYONEL HİZMET ALANLARI : Kedi - Köpek - Kanatlı - Balık - Egzotik Dostlarımızın Hastalıklarının Teşhisi, Tedavisi ve Bakımı

Henüz Yorum Yok

İlginizi Çekebilir

Köpeklerde Burun Kanaması : RİNORAJİ

Rinoraji, burun kanaması anlamına gelir ve köpeklerde genellikle üst solunum yolları ya da burun boşluğundaki kan damarlarının zedelenmesiyle ortaya çıkar. Köpeklerde burun kanaması, tek burun ...